Boşanma, genellikle öfke,sitem,hayal kırıklığı ve üzüntü dolu bir süreç olarak yaşanmaktadır. Bu duygular hem boşanan kişiler hem de çocuklar için son derece yıkıcı ve travmatik olabilmektedir. Boşanan eşlerin yeni hayatlarına uyum süreci ve çocukları ile yeni yaşamlarına alışma konusunda desteğe ihtiyaçları olabilmektedir. Özellikle boşanan çiftlerin çocuklarında, boşanma süreci iyi yönetilmediğinde çocuklar yaşamlarının daha sonraki evrelerinde güvenlik ve benlik kavramları zedelendiğinden gerek karşı cins ile gerekse toplumsal ilişkilerinde çok ciddi sorunlar yaşayabilmektedirler. Boşanan ebeveynlerin çocuklarının aile kurduktan sonra, boşanma oranlarının oldukça yüksek olduğu görülmektedir. İyi yönetilmiş bir boşanma süreci özellikle çocuklarda bu dönemin ciddi psikolojik hasarlar oluşturmasına engel olduğu gibi boşanan çiftin de, yeni yaşamlarına daha kolay adapte olmalarını sağlar.
Boşanmak;
Yasal bir olgudur. Hukuki sorunlarla (velayet,nafaka) ilgili,
Duygusal bir olgudur. Çiftin birbirine yabancılaşmasıyla ilgili,
Ekonomik bir olgudur. Para ve mal ile ilgili,
Sosyal bir olgudur. Arkadaşlıklar ve sosyal faaliyetlerde meydana gelen değişikliklerle ilgili
Psikolojik bir olgudur. Yeniden bağımsızlık kazanarak kendini bulma sorunlarıyla ilgili olan bir olaydır. Bu kadar olgunun bir arada olduğu bir süreçte tek başınıza bir şeyleri aşmaya çalışmak, dönüşü olmayan bir yolda tek başına ilerlemektir.Üzerinde epey düşünülerek verilmesi gereken bir karardır.
Boşanmanın Psiko -Sosyal Etkileri
Evlilik bireyler açısından toplumsal kabul gören ve statü arttırıcı (eş olmak, karı- koca olmak, anne-baba olmak vb.) bir etki yaratmakta iken, boşanma açıkça ifade edilmese de başarısızlık, dayanıksızlık, öngörüsüzlük gibi yükleri olan dul/boşanmış kadın ve dul/boşanmış erkek statülerine düşürür eşleri. Eşlerin kişilik yapıları, yaşları, çocuk olup olmaması, bir mesleğe, gelire ve sosyal desteğe sahip olup olmaması bu sürecin nasıl yaşanacağın doğrudan etkilemektedir.
Hemen hemen bütün boşanmalarda, kadın da erkek de duygusal bir çöküntü yaşarlar. Boşanmaya karar verene kadar uzanan süreçte çoğu kez kadın ve erkek birbirlerini karşılıklı olarak incitirler. Bu nedenle her iki taraf da birbirlerini istenilmeyen taraf olarak algılarlar.Bağımlı, Borderline, Histronik, Paranoid, Çekingen ve Narsistik özellikler taşıyan bireyler bu süreci kabullenmekte en çok zorlanacak bireyler olacaklardır.
Boşanma, yaşam olayları sıralamasında eşin ölümünden sonra, en yüksek stres puanına sahip bir olgudur. Bu bağlamda boşanma “Yas kuramı” açısından bir aile bireyinin ölümünü izleyen bir süreç gibi, kayıp olarak yaşanabilir. Şok ve İnkâr, Sıkıntı, Huzursuzluk ve Geri Çekilme, Yeniden Yapılanma aşamalarını içeren bu süreç her zaman bu sırada tamamlanmayabilir. Kabul aşaması sayılan “yeniden yapılanma” aşamasına gelemeyen birey çeşitli yoğunluk ve sıklıkta psiko-sosyal sorunlar yaşayabilir. İntihar, boşluk hissi bu sürecin en ciddi sorunlarından biridir.
Boşanma ve Çocuk
Çocuk sahibi olan eşler artık bir arada olmaksızın ebeveynlik rollerini sürdürmek zorunda kalacaklardır.Eş olmaktan kaynaklanan “ebeveynlik” rolü artık eş olunmaksızın sürdürülecektir.Bu durumu çocuklara anlatmak,kavramalarını ve kabullenmelerini sağlamak çok kolay olmayacaktır.Farklı cinsiyetteki ve yaş gruplarındaki çocuklar anne-babanın boşanmasına farklı tepkiler vermektedirler.Boşanmayı inkâr etmekten, kendini sorumlu tutmak ve suçlamaya, giderek ebeveynini suçlamaya; içine kapanma, ilgisizlik, saldırganlık, öfke patlamaları, dengesizlik, akademik başarıda hızlı düşüşler, madde ve anti sosyal davranışlara yönelme vb. psikososyal sorunlar görülmeye başlanır.
Boşanmanın eşlerle ve çocuklarla ilgili “uyuyan etkisi”ni dikkatle izlemekte yarar bulunmaktadır. Boşanmış olan eşler, önce ani bir rahatlama, başarma özgürlük duygusu içinde yaşamlarını sürdürmeyi tasarlarken, özellikle erkeklerde yaşam kalitesi ve konforunda düşüş gözlenebilir. Bu dönemde profesyonele başvuru, öfke, kayıp ve depresyon duyguları, boşluk hissi ile başa çıkmak için yararlı olur.
Bir takım nedenlerle anlaşamadan ayrılan çiftlerin ayrıldıktan sonra da çatışma içinde olduklarını ele alırsak, çocuklarıyla ilgili konularda bir şekilde iletişim içinde olmaları gereklidir. Ebeveynlerin uzlaşması önemlidir; çünkü ebeveynler arasında oluşan ve çözümlenmemiş her çatışma , çocukların bu ayrılığa uyum sağlamaları zorlaştırır. Çocuk açısından fazlasıyla önemli bir konu olduğu için, ebeveynlerin boşanma sonrası süreçte, bu noktayı gözden kaçırmamalarını vurgulamak isterim.
Ayrıca boşanma sürecinin her bir aşaması ayrı bir sancı verir, bu noktada zorlanıyorsanız profesyonel yardım alarak bu süreci kendiniz ve çocuklarınız için kolaylaştırabilirsiniz. Boşanmaya karar vermiş ailelere bu karmaşık ve zorlu süreçte destek ve yardım her evrede ciddi bir önem taşır. Boşanma gerçekleştikten sonraki süreçte; yeni hayata geçişte, onu doyumlu bir şekilde yaşamakta , size şifa vereceğini düşündüğünüz bir ilişkiyi sürdürmekte zorluk yaşıyorsanız da boşanma adaptasonu terapisi almanızı mutlak tavsiye ediyorum.